ÇarŞamba’ca sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
KONUŞMANIN ÇARŞAMBA’CASI
Çarşambalı halkımız öyle ağdalı dilden kaçınır.Kurallara uymaz.Çarşambalı öyle yokuşlara, patika yollara hiç girmez.Ekler, zamanlar onun için önemli değildir.İşin kestirmesini bulmuştur.İşte birkaç Çarşambaca sözcüklerimiz:
A
ABU:Abla. AGA:abi
AVUZ:Yeni doğmuş hayvandan il
k günlerde sağılan koyu süt. B
BALCAN: Patlıcan
BADAL:Merdiven. BANGIR BANGIR:Çok sesli. BAZLAMA:Mısır unundan yapılan ekmek. BETCA GEÇE: Bu geçe veya beri geçe anlamında
BEYA:Bu taraf
BEBER: biber
BILDIR SENE: geçen sene
BINGIL:Etli, yağlı, şişman. Bİ BOĞUN: bir parça
BUBA:Baba
BIZLAMAK: doğurmak
C
CAYIRADAK:Birdenbire. CISCIBIL:Yoksul, züğürt. CİCİM:yün kilim
CİLBAN:Çok küçük taneli bezelye. CÜCE,CÜCÜK:Civciv.
Ç
ÇANGAL:Fasulye sırığı.
ÇEMBER:Baş örtüsü.
ÇIKIL:Vücutta meydana gelen kabarcıklar.
ÇITLAK:Patlamış mısır.
ÇİĞİT:Yemiş çekirdeği
ÇİMMEK:Yıkanmak.
ÇİNGENE: Cingen
ÇÖRTÜK:armutun küçüğü
D
DAA:Değil mi ya anlamında kullanılır. DAĞNAMAK:Kınamak. DEĞME:elleme
DENE:Tane. DEKMÜK:Tekme. DÖL:Çocuk. DİKDOMBALAK:Takla atmak
E
EBEMKUŞAĞI:Gökkuşağı. EBEMPİSİ: tırtıl
EMMİ:Amca. ENEK:Bilye. ENİK:Kedi, köpek yavrusu. ENTERE:elbise
EVCİMEN:Becerikli ev hanımı. EYNİME: Üstüme
F
FIRAKTI: Bahçeyi çevreliyen ÇİT
FIZLI:hızlı
FASİLE: fasulye
G
GACEMER:becerikli hamarat
GALUK:Evlenmemiş kız. GATUVAZ:Güçlü, kuvvetli erkek. GEÇE:Taraf
GEÇEK:Üzerinden diğer tarafa geçmek için yapılmış tarla kapısı. GETÜR:getir. GİREBİ:Küçük balta. GI : Kız anlamında
GIYLI:tepsi
GOCAMIŞ:yaşlanmış
GOKMUŞ:dedikoducu
GONDUM:yukarıdan tepeden
GOSTİL:patates
GOLAN:dokuma ip
GÖDEN:Kurbağa. GÖTÜ:götürmek . GÖZLEME:Sacda pişirilen yağlı ince ekmek. GÖĞNÜMÜŞ: Meyvenin olgunlaşmış haline denir
GACEMER: kabiliyetlii kız
H
HAÇAN:Ne vakit. HAMAYLI:Muska. HARANNİ:Kazan. HAŞIL:Çok kaynar şey. HAVUÇ,CIZLAK:krep
HEMİ:Öyle değil mi? HEMŞÜREM: kardeşim (bayanların birbirne hitap şekli)
HOLTAK: Gevşek
I
IHLAMAK:Hastalıktan, yorgunluktan sık sık nefes almak. IKLIM TIKLIM:Çok kalabalık. ILDIR MILDIR:üşe kalka. ILINCAK:Küçük çocuk salıncağı. IMIK:Ilık. IKBALA: Rastgele
İ
İBİK:Dedikoducu.
İBİŞ:Soytarı, palyaço.
İKİLEMEK:Tarlayı iki kez sürmek.
İMCİK:Şimdi.
İNGE:Yenge.
İSSİN: hüseyin
K
K:çoğunlukla G'dir
KAPCIK:Tahıl tanelerinin kabuğu. KEMRE:gübre
KESMÜK:Mısır koçanı. KIÇMIK:Tekme. KOPÇA:düğme. KÖMÜŞ:Manda. KENNEŞMEK: tartışmak
KÜRÜZ:yol kenarındaki otlarla kaplı yer
L
LA:Ey, ulan anlamında seslenme. LAPAK LAPAK:Lapa lapa. LAF KÜTÜRİY: şahane muhabbet dönüyor" gibi bir şeye karşılık geliyor
LONGAZ:Uçurum. LİME:Tuğla. LÜP:Beleş. LAPBADANAK: hemen
M
MANKAŞ:Cımbız. MAYIŞMAK:Sıcaktan gevşemek. MEEL:çapa
MEH:Al, buyur. MOLUZ:Toprak, taş birikintisi. N
NEZELLENMEK:Kumaşın incelmesi. NODULLANMAK:Uyarmak, hatırlamak. Na:nereye
O
OĞARMAK:Onarmak. OĞUL ATEŞİ:Çocuğu ölen ailenin üzüntüsü. OHA:Sığır ve öküz durdurma ünlemi. OVAZ:Üvez. OYMAK:Semt, mahalle, bölge.
Ö
ÖCÜ:Çocukları korkutmak için yaratılan hayali yaratık.
ÖRÜ:Otlak.
ÖCCA:Karşı taraf
ÖRÜMEK:Köpek ulaması.
ÖYÜN:Yemek vakti. P
PALAK:kömüş yavrusu
PARPU:Korkutma, gözdağı. PARTAL:Abartarak konuşan, yalancı. PAZLAMBAÇ:Mısır ekmeği. PİN:Kümes. POFPOFÇU:Abartarak konuşan. PUAR: Kuyu
POYMAK: kızmak, celallenmek
PAĞLA : fasülye
PAĞLALIK:fasülye tarlası
PIRTI: kıyafet
PATAK: çamur
PEY:tarla kenarındaki dikenli bitki
S
SARSUK:Sersem, ahmak. SEMELEK:Sersemlemek. SİİTMEK:Koşmak. SUVATLİ: sıvazlıyo
SIRGAN: ısırgan
SİLE:Ağzına kadar dolu. SÖMELEK:Serseri, budala. SÜNEK: sapan
Ş
ŞAKKADAK:Birdenbire.
ŞALLAK:Aşağılık kişi.
ŞIPIR ŞIPIR:Çabuk çabuk.
ŞİBİ:Ördek.
ŞİLTE:İnce pamuk yatak.
ŞORA:Şurası
SOVAN: soğan
T
TAYIRMAK: hamarat ve hızlı bir şekilde hareket etmek
TAHNAL:Yabancıl taflan ağacı, kara yemiş. TAM:Ahır
TALLE: Tarla
TEE:İşte. TEYİN:Sincap. TOSBAĞA:Kaplumbağa. U
USTURUPLU:üzenli, derli toplu. UŞT:Köpek kovma ünlemi. UVAZ:aşlı yada küçük hurma
UYKU SENESİ:Yağışlı giden yıl. UYLAŞMAK:Uzlaşmak, anlaşmak. UYUNTU:Tembel, uyuşuk.
Ü
ÜFLÜK:Islık.
ÜFÜRÜKÇÜ:Hastayı okuyup iyileştireceğine inanılan kimse.
ÜNÜM ÜNÜM:Bağıra bağıra.
ÜSKES:Kesinlikle.
ÜVEZ:sineğin küçüğü
ÜZGÜ:Eziyet. V
VARAVARASI:Eni sonu, olup olacağı. VARMAK:Gitmek. VIZILDAMAK:Söylenmek. VIZVIZ:Ağlamaklı. Y
YAĞIZ:Esmer, kara renkli. YALAK:Şımarık. YAMACINA GELMEK:Yakınına gelmek. YANPİRİ:Yan yan yürüyen. YAZI:Ova, düzlük. YEĞİN: Güzel
YENNİÜK: Hafif
Z
ZAAN: taş
ZABAH:Sabah. ZAVRAK:boyu uzun yapılı kişilere söylenir
ZIMZIK:Yumruk. ZIVIRTI:Boş söz. ZİBİDİ:Başıboş, işsiz. "Ne diin la sen di ba dii"
Ferhan ŞENSOY'un, kalemimin sapını gülle donattım adlı otobiyografik ÇARŞAMBA İNSANININ romanında virgül olarak A.....GOYİİİM kullanıldığından bahsetmektedir. bundan bahsettiği sayfalar feci komiktir.
Çarşamba'ya Sahip Çıkalım
--------------------------------------------------------------------------------
Çarşamba’da doğup büyüyen dostlar,
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım. Yönetime gelen bürokrat aslar
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım.
Çarşamba’da kazanırlar parayı
Büyük şehre yaptırırlar sarayı,
Konuşurken vururlar hep karayı
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım. Nüfus sayımında kaçarlar köye
Gerçek nüfus asla sayılmaz böyle
Burada yaşarsan gerçeği söyle
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım. Ne sosyal dayanışma,ne de bilgisi
Nede halkın birbirine sevgisi. Kendi kendine de yeter görgüsü
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım.
Çarşamba’dan ayrılınca kıymet bilinir,
Hasret kalıp,özlem ile gelinir,
Yeşilırmak ovası cennet görülür,
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım. Yeşilırmak boşa durup akmasın,
Kimse ona aval aval bakmasın,
İş adamı ilçesine küsmesin
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım. Samsun’a yerleşen Çarşambalılar
İstanbul’a gelen Çarşambalılar,
Yurt da görev alan Çarşambalılar,
Gelin Çarşamba’ya sahip çıkalım.
17 Aralık 2005 / İbrahim COŞAR
MİSKİRENİN KIZIYIM.
Şiirin Hikayesi
miksire :Samsunun güzel beldesi Çarşambanın ,İris:güzel yeşilırmağımızın mitolojideki isimleri
--------------------------------------------------------------------------------
Miskirenin kızıyım,
Hırçınlığım Karadenizden. Yüksek dağların tepesindeyim,
Uçan kuşlardan özgür....
Denizi izlerken doruktan,
Mavisi,alabildiğine uzanan
Çimen yeşili,irisi takip ederim.. Beni,sessiz sedasız
Karadenizin kucağına atan,
Miskirenin kızıyım ben...
Bazen ,delice olurum bir hoş. Dalgalar gibi döverim tüm sahili,
Tutar fırtınam gönlümde. Başlar ardından,ruhumda
Dalga sesi ve deniz melodisi
Kulaklarımda...
Miskirenin caniklerinde,
Papatya dalgaları,
Gönülleri doldurur
Sevdaları.. O yüzden,ruhum
Aşk hırçını...
Miskirenin kızıyım ben....
Eda TÜTER