Hayatının bir döneminde ırk, cins, yaş, büyük köpek, küçük köpek, yavru köpek, yetişkin köpek veya yaşlı köpek fark etmeksizin, herhangi bir köpek ile çok kısa bir paylaşım yaşamış olanlarımız iyi bilir ki, köpeklerin candan dostlukları ve koşulsuz sevgiyle geri dönümlerinin yaşattığı mutluluk, kolay kolay görülesi ve yaşanılası değildir. Sosyal, dost canlısı, gerekli temel alışkanlıkları edinmiş
, hem kendi hem de bizlerin güvenliği için belli komutları uygulayabilen, sınırlarının farkında, yaşam ortamımıza uyumlu bir köpek sahibi olmak ise son derece değerlidir. Bu da hem bizi hem de köpeğimizi son derece mutlu edip keyifli kılar. Ancak bunun için emek sarf etmek gerekir. Yavru veya yetişkin köpek olsun eve girdiği ilk andan itibaren geri sayım başlar. Zamanı geç kalmadan çok iyi değerlendirmek gerekir. Özellikle yavru köpek için en çok yardıma ihtiyaç duyulan ve özenle doğru değerlendirilmesi gereken zaman, 2. aydan 6-8. aya kadar olan süreçtir. Bu zaman dilimi, köpek gelişiminde davranışların şekillendirilmesi ve kalıcı hale gelmesi adına önemli bir aşamadır. Ne tarz bir köpek eğitim metoduna sıcak bakacağımız; genel olarak köpek(lere) yaklaşımımız, bakış açımız ya da köpek edinmekteki beklentilerimizle ilintilidir. Bilimsel araştırmalarca da kanıtlanmıştır ki, yaşamsal fonksiyonlarını sürdürmek için gerekli yiyecek ve barınma dışında, köpeklerimizin en öncelikli ihtiyacı sevgi, dostluk ve bizlerle birlikteliktir. Uygulamakta olduğumuz pozitif köpek eğitimi, köpek odaklı bir eğitim sistemidir. Köpeğimizin ihtiyaçları öncelik taşır. Pozitif köpek eğitmeni olarak misyonumuzu şöyle açıklayabiliriz: Köpeğinizle daha iyi bir ilişki ve paylaşım içinde olup uzun yıllar sürecek mutlu ve karşılıklı güvene dayalı birlikteniz için yardım etmek ve yön gösterici olmak. Bunu da pozitif köpek eğitim metodu sayesinde sizlerle birlikte agresif olmayan köpek odaklı teknik uygulayıp, size ve köpek dostlarımıza daha iyi ve kolayı öğreterek gerçekleştiriyoruz. Bizleri istenilen sonuca ulaştıracak olan yöntemler; kendi ortamınızda köpeğiniz ve sizinle birlikte yapacağımız uygulamalar, sabır, istikrar ve tutarlılık olarak sıralanabilir. Her birimiz gayet iyi biliyoruz ki, öğrenmenin anahtarı “tekrar”dır ve ne kadar çok tekrar yapılırsa öğrenilen o kadar kalıcı olacaktır. Bizler, yani insanoğlu doğa ile baş edemeyiz, doğanın getirdiğini kabullenmek durumundayız. Hiç bir canlıda olamayacağı gibi köpeğin doğasıyla da mücadeleye girmenin anlamı yok. Var olanı eğitim aracılığıyla uyumlu hale getirmek ana hedef olmalıdır. Köpek sahibi olmak sorumluluk ister. Bakamayacağımız köpeği almamak, veteriner kontrolünde gerekli aşılarını ve bakımını yaptırmak, bulunduğu mekan ve sosyal ortama uyumu konusunda yön gösterici olmak, yanımızda poşet bulundurarak dışkısını temizlemek, köpeğimiz her ne kadar son derece eğitimli ve güvenilir olsa dahi, trafiğin olduğu yerlerde mutlaka kayışıyla yürütmek gibi. Şüphesiz, köpeğimizin güvenliğinden de sağlığından da biz sorumluyuz. Caddenin karşısında bir dişi köpek iz bırakmışsa, kayışsız dolaştırdığımız erkek köpeğimizin yanımızdan asla ayrılmayacağını garanti edebilir miyiz! Unutmayalım, içgüdüleri tamamen yok edemeyiz; dolayısıyla doğaya karşı gelemeyiz! Ortaya çıkabilecek problemleri öngörmek ve ona göre önlem almak bizim sorumluluğumuzdur. Biz eğitmenler için en çok keyif aldığımız ve memnuniyet duyduğumuz husus, köpeklerin nasıl öğrenebildiklerini bireylere göstermektir. Aynı zamanda köpek sahiplerine de onlara nasıl ulaşacakları, nasıl anlayarak iletişim kuracakları ve karşılıklı güven ilişkisi oluşturacakları konusunda yön gösterici olmaktan mutluluk duyarız. Köpek eğitiminde başarının sırrı; tekrar, tutarlılık ve sabırdır. Eğitim, eğitmen ve sahibin ortak çalışımı, birlikte sergileyecekleri tutarlılık ve sabırla başarıya ulaşır. Haydi, sorun şimdi kendinize; köpeğiniz ve bir köpek eğitmeniyle birlikte çalışarak, köpeğinizin ve sizin hayatınızı pozitif yönde değiştirmeye hazır mısınız?