Istanbul Veteriner Klinigi

25/01/2025

25/01/2025

Kuşlarda ateroskleroz, lipitlerin, kolesterolün ve inflamatuvar hücrelerin atardamar duvarlarında birikmesi sonucunda damarların kalınlaşmasına ve daralmasına (stenoz) yol açar. Çeşitli kuş türlerinde rastlanabilir; ancak en sık rapor edilenler şunlardır:
Papağanlar, muhabbet kuşları, ara papağanları, kakadular (Psittaciformes)
Yüksek doymuş yağ ve kolesterol içeren diyetler (ör. papağanlarda aşırı tohum, yüksek yağlı atıştırmalıklar) ateroskleroz riskini artırabilir.
Tek taraflı tohum bazlı diyetler (yaygın bir sorun) çoğunlukla dengeli besin ögelerinden yoksun ve yüksek yağ oranına sahiptir.

22/01/2025

Eğer kediniz 24 saat veya daha uzun süre yemek yemiyorsa, bu ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden vakit kaybetmeden bir veterinere danışmanız önemlidir. İşte dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar:

Hızlı Başlayan Hepatik Lipidoz (Yağlı Karaciğer Hastalığı)

Kedilerin metabolizması diğer hayvanlardan farklıdır ve düzenli protein alımına ihtiyaç duyarlar.
Yemek yemeyi kestiklerinde, vücutları enerji sağlamak için depoladıkları yağları parçalamaya başlar.
Kedilerin karaciğerleri, büyük miktarda serbestleşen yağı işlemekte çok verimli değildir ve bu durum “yağlı karaciğer” (hepatik lipidoz) adı verilen hastalığa yol açabilir.
Hepatik lipidoz ciddi ve hayati tehlike oluşturabilen bir durumdur. Sarılık (cildin veya gözlerin sararması), kusma, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtiler görülebilir.

̈bü

21/01/2025

Hayvanlarda (özellikle de kedilerde) kan şekeri seviyesinin yüksek çıkması mutlaka diyabet (şeker hastalığı) teşhisi konulacağı anlamına gelmez. Kediler, özellikle veteriner kliniği gibi stresli ortamlarda bulunduklarında “stres hiperglisemisi” olarak adlandırılan bir durum yaşayabilirler ve bu durum geçici olarak kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Dolayısıyla tek bir ölçümde kan şekerinin yüksek çıkması, kesin olarak diyabet tanısı koymak için yeterli değildir.

19/01/2025

Megabakteriyoz (Kuş Gastrik Mayası) birçok evcil ve kafes kuşunda ciddi bir sindirim hastalığıdır. Subklinik taşıyıcıların varlığı ve tekrarlayan enfeksiyonlar, yönetimi zorlaştırabilir. Ancak sıkı hijyen önlemleri, beslenme desteği ve doğru antifungal tedavi ile başarılı sonuçlar alınabilir. Eğer kronik kilo kaybı, kusma veya “zayıflama sendromu” gibi belirtiler gözleniyorsa, hızlıca bir egzotik hayvan veterinerine başvurmak erken teşhis ve etkin tedavi için kritik öneme sahiptir. Düzenli takip ve koruyucu uygulamalar, sürü içinde yayılmayı engellemenin en iyi yoludur.

19/01/2025

Kedilerde FIP (Feline Infectious Peritonitis) Hakkında Bilmeniz Gerekenler

HER POZİTİF KORONA TESTİ KEDİ FIP HASTALIĞI POZİTİF DEMEK DEĞİLDİR !!!

FIP Nedir?
FIP (Feline Infectious Peritonitis), “feline koronavirüs” adı verilen bir virüsün mutasyonu sonucu ortaya çıkan ve genellikle ölümcül seyreden bir kedi hastalığıdır. Genellikle bağışıklık sistemini etkileyerek çeşitli organlarda iltihap ve hasara neden olur.

Nasıl Bulaşır?
Feline koronavirüs (FCoV), özellikle toplu yaşam alanlarında (barınaklar, çok kedili evler vb.) daha kolay yayılır. Dışkıyla temas, ortak mama veya su kaplarının kullanımı, tüyler ve ortam yüzeyleri gibi alanlar da bulaşmada rol oynayabilir.
Her FCoV enfeksiyonu FIP’e dönüşmez; ancak mutasyona uğrayan virüs FIP’e neden olabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Islak (Effüziv) Form: Karın veya göğüs boşluğunda sıvı birikimi (şişkin karın), nefes darlığı, iştah kaybı, halsizlik.

Kuru (Non-effüziv) Form: Göz ve sinir sistemi problemleri (gözde renk değişikliği, titreme, denge kaybı), kilo kaybı, halsizlik ve iştahsızlık gibi daha belirsiz belirtiler.

Her iki formda da ateş, kilo kaybı ve depresif hal gibi genel semptomlar görülebilir. Bu belirtileri fark ettiğinizde, vakit kaybetmeden bir veteriner hekime başvurun.

Teşhis ve Tedavi
FIP teşhisi klinik muayene, kan testleri, ultrason gibi görüntüleme yöntemleri ve bazen de özel laboratuvar testleriyle konulabilir. Uzun yıllar boyunca kesin bir tedavisi olmadığı düşünülse de son dönemde bazı ilaç seçenekleri ve destek tedavileriyle olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
Erken tanı ve destek tedavisi, hastalığın seyrini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Korunma Önerileri

Çok kedili ortamlarda düzenli temizlik ve havalandırma önemlidir.

Mama, su kapları ve tuvalet kapları düzenli olarak dezenfekte edilmelidir.

Yeni bir kedi sahiplendiğinizde, diğer kedilerinizle tanıştırmadan önce veteriner kontrolünden geçirin.

Unutmayın
FIP ciddi ve karmaşık bir hastalıktır. Eğer kedinizde olağan dışı belirtiler gözlemliyorsanız, mutlaka bir veteriner hekime danışın. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi teşhis veya tedavi önerisi niteliği taşımaz.



Bu bilgileri paylaşarak daha fazla kedi sahibinin FIP konusunda farkındalığa sahip olmasına ve erken dönemde veteriner hekim desteği almalarına yardımcı olabilirsiniz. Sağlıklı patiler dilerim!

14/12/2021

08/11/2021

"Mardin/Artuklu'da evde beslediği kuşu kaybolan bir kız çocuğu, duvar ilanı ile kuşunu arıyor. Kuşu bulana 100 lira ödül verecekmiş..."
Ancak kuşunu bulamayınca yeni bir kuş sahiplenmiş.
Çocuklarımızın hayvan sevgisiyle büyümeleri sağlıklı gelişimleri için önemli bir rol oynar.

05/03/2021

Preening bezi (Uropygial gland) birçok kuşta; muhabbet kuşu, kanarya, bazı ispinozlarda, (Amazon ve Hyacinth macaw hariç) papaganlarda, cockatoolarda bulunan ancak kumru ve güvercinlerde bulunmayan kuyruk dibinde, deri altında yer alan bir bezdir. Kanatlılar bu bezden salgılanan yogun, berrak, yağ ve yağ asitlerinden zengin salgıyı gagaları yardımıyla tüylerine yayarlar. Bu işleme “preening” denir. Böylece sudan ıslanmazlar, tüyleri daha sağlıklı ve parlak olur.
Bu salgı içinde antimikrobial etkenler olduğu için deriyi enfeksiyonlardan ve dış parazitlerden korur.
Ultraviole ışınları sayesinde aktifleşen D3 vitaminini preening işlemi sırasında yutarlar. Böylece D3 vitaminini dengede tutmuş olurlar.
Hatta üremeyle ilgili kimyasal feromon salgıladıklarına da inanılmaktadır.
Ancak bazen işler yolunda gitmez travma ve / veya çoğunlukla tohumla beslenen kanatlılarda görülen A vitamini eksikliğine bağlı olarak bu bezde tıkanıklık, yırtılma, enfeksiyon ve büyüme görülebileceği gibi bazen de tümörler ve kanser de gelişebilir.
Eger bu bölgede bir şişlik fark ederseniz zaman geçirmeden hekiminizden yardım isteyin.
Yapılacak müdahalenin başarısı tümörün boyutuyla direk ilgilidir.