01/12/2015
Plati Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Plati aslında iki tür olarak tanklarımızda misafir olan ve canlı doğuran olarak bilinen Poeciliidae ailesine ait günümüzün sevilen balık türüdür. İlk keşfedildiği 1866 yılında Platypoecilus maculatus ve Platypoecilus variatus olarak tanımlanması ve uzun bir süre böyle anılması dolayısıyla akvaryum dünyası içinde aslında iki farklı tür olan balıkların Plati olarak tanımlanmasına sebep olmuştur. Doğal ortamlarında renkli olmayan bu balıklar, X.helleri (kılıçkuyruk), X.variatus ve pek bilinmeyen X.xiphidium (kılıçkuyruklu plati) ile yönlendirilmiş seçilim metodlar ile melezlendirilmiş ve çeşitli renk pigmentlerine sahip, bugünkü görünümlerine sahip olmuşlardır. Vahşi türleri oldukça renksiz olan plati ve kılıçkuyruk hibridlerine, doğal ortamlarında rastlanmaz iken 1910 yılından sonra akvaryum ortamlarında kılıçkuyruk ve plati hibridleri ortaya çıkmış ve geliştirilen türler ile çeşitli renlere sahip balıklar akvaryumlarımızı süslemeye başlamıştır. Dayanıklı ve kolay üreme özellikleri dolayısıyla, yeni başlayanlar tarafından sıkça tercih edilen Plati ölümlerinde, suyun asitlik derecesinin 7.0 ın altına düşüp düşmediği öncelikle kontrol edilmelidir.
Bunlardan bazıları, renklerine göre;
· Mavi veya Yeşil Plati
· Kan Kırmızı Plati (Berlin)
· Siyah Plati
· Wag-Tail plati (çeşitli renkte gövde siyah kuyruk ve yüzgeçler),
· Tuxedo Plati
· Günbatımı (Sunset) Plati
· Micy Mouse Plati
· Altın renkli (Golden) Plati
· Mery Gold Plati
· Kanayan Plati (bleeding heart) v.b
adlar ile tanımlanmış, ayrıca tüm bu renk varyasyonlarının yanında yüzgeç ve kuyruk formundaki farklılıklarına göre;
· hi-fin (Simpson),
· tül kuyruk,
· lir(ay) kuyruk (ay şeklinde kuyruk yüzgeci)
veya bu özelliklerin bir kaçının bir arada bulanabildiği türler melezlendirme yöntemi ile elde edilmiş ve çok farklı renk ve yüzgeç özelliklerine, hatta bunların albino formuna sahip platiler akvaryum dünyasına sunulmuştur.
Doğal ortamı : Mexico, Belize, Guatemala, Honduras bölgesi nehirleridir.
Boyutları : Yetişkin erkek platiler 6 cm ve dişi platiler 7 cm'e kadar büyüyebilirler. X.variatus' un sırt yüzgeci X.maculatus'a göre daha uzundur. X.varıatus'un genellikle kırmızı kuyruk ve sarı renli sırt yüzgeci ve daha ince bir kuyruk yapısı ile, tipik bir görüntüsü vardır.
Cinsiyet: Bu balıklarda cinsiyet ayırımı kolaydır. Erkekler daha ince yapılı ve ufak olurlar ve a**l yüzgecinde gonopodium denilen üreme organı bulunur. Dişiler ise daha büyük ve dolgun yapıda vücut yapısında olup, üreme organı olan gonopodium'a sahip değillerdir. Genel olarak cinsiyet belirleyici olarak tanımlanan X ve Y kromozomları taşıyan canlılar aleminde, W, X, Y olarak sembolize edilen 3 adet cinsiyet belirleleyizi kromozom taşıyan X.maculatus, bu özelliği ile bilim çevreleri tarafından özel olarak araştırılmaya değer bulunmuş ve araştırmalar günümüzde de devam etmektedir.
Toplumsal davranış: Platiler barışçıl balıklardır, karma akvaryumlarda yetiştirilebilirler, Tankın her bölgesinde yüzerler. Yalnız tankta tek bir dişi var ise erkek balık hırçın olabilir. Bu yüzden bir erkek için en az iki dişi balık bulundurulması yerinde olur. Çok doğurgan balıklardır, uygun ortamlarda kısa zamanda çoğalırlar. Poecilia ailesine ait diğer canlı doğuranlar, Corydoraslar ve sert sulara uygun yaşayabilen tetra türleri ile bir arada rahatça yaşarlar. Tankın su üstü ve diğer bitkiler ile dekore edilmiş olması, platilere daha huzurlu bir ortam sağlayacaktır. Platilerin sudan dışarıya atlamalarına önlem olarak akvaryumun üstünün kapatılması uygun olur.
Önerilen su şartları: Bulundukları akvaryumlarda, 7 – 8,3 pH, 10-28 gH ve 20-26 °C sıcaklık gibi geniş sayılabilecek su şartlarında yaşayabilmelerine rağmen, en uygun değerler;
pH: 7,4 - gH:- 18 Sıcaklık:- 24 derece
Haftada bir, klordan arındırılmış su ile akvaryum suyunun %25 nin değiştirilmesi, balıkların sağlığı için önerilir. Kalabalık akvaryumlarda su değişimi daha sık yapılmalıdır. Yetişkin 5 çift plati (6-7 cm) için 90 - 100 litelik bir tank uygundur, daha küçük plati çiftleri için 40 - 50 litrelik bir akvaryum yeterli olur.
Beslenme: Platiler yem ayırt etmezler , her türlü yemi severek yerler. Beslenmelerinde farklı yemler kullanmak gelişmeleri açısından faydalıdır. Hergün verilen kuru yeme ilave olarak, haftada birkaç kez verilen canlı yem ve haşlanmış ıspanak/marul ile beslenmelerinin zenginleştirilmesi, gelişmeleri ve üretim verimleri açısından faydalı olmaktadır.
Üreme: Canlı yavru doğumu 14 balık ailesinde görülür. Her türün farklı özellikleri olduğu bilinmelidir. Akvaryumlarda en çok karşılaşılan türler Orta ve Güney Amerika ile Karayiplerin tatlı ve acısu (brackish water) ortamlarından gelen, Poeciliidae, Goodeidae, Anablepidae ile Güneydoğu Asya ile Malaya'dan gelen Hemirhamphidae ailesine ait türlerdir. Diğer doğum çeşitlerine göre canlı doğuranlar vivipar türler olarak bilinir. Vivipar türlerde yavrular dişi balığın döl yatağında gelişir ve doğumdan önce dişi balığın kan dolaşımı yoluyla büyüyen yavrulara doğrudan besin sağlayan plesanta benzeri bağlantısı vardır.
Doğumdan önce canlı yem ağırlıklı beslenmeleri yumurta oluşumunu kuvvetlendirdiği ve yavru veriminin arttığı tesbit edilmiştir. Bu yüzden hamile balığınızı hiç kuru yem vermeksizin, günde iki defa artemia veya canlı yem ile besleyebilirsiniz.
Canlı doğuranları çiftleştirmek genellikle basittir . Erkeğin dişiyi döllemeye elverişli olarak gelişmiş olan a**l yüzgeci, 'gonopodium' sayesinde, s***m paketleri (s***mazigot) dişinin döl yatağına konulur ve yumurtalar dişinin vücudunda gelişir. Bir kere döllenen dişi, vücudunun içindeki erkek s***mlerini birkaç ay depolayabildiği için, çiftleşmeden farklı nesiller doğabilir. Bir dişi bir döllenme ile 26 -35 gün aralıklar ile 6 defa doğum yapabilir. Dişinin ne zaman yavrulayacağının belirlenmesi için Üro-Genital bölgesi dikkatlice gözlenir. Gebelik-noktası (Gravid-spot) olarak bilinen koyu bir leke dişinin a**l yüzgeci üzerinde belirir ve hamilelik süresince dahada büyür ve rengi koyulaşır. Bu bölge aslında embroların yerleşip, doğum anına kadar geliştikleri yerdir. Bu koyu leke ancak düz ve açık renkli balıklarda kolayca görülebilir. Siyah veya karışık koyu renkli pigmentlere sahip balıklarda bu bölgenin tesbit edilmesi ancak üreme aralıklarına dikkat ederek balığın doğum anın önceden kestirilebilir. Bazı X.varıatus türü erkeklerinde de Üro-genital bölgede böyle bir leke bulunmaktadır.
Üretim akvaryumu: Diğer canlı doğuranlarda olduğu gibi plati'lerinde, doğumdan hemen sonra yavrularını yeme alışkanlıkları vardır. Bu yüzden özel hazırlanmış üretim akvaryumlarına ihtiyaç duyulur. Üretim akvaryumu, 15-20 litre büyüklüğünde ve büyük balıkların yavrulara ulaşıp yemelerini önleyecek şekilde, yavruların saklanabilecekleri yoğun bitki örtüsü ( Sazlar ve su üstü bitkileri) veya benzeri başka engellemeler içermelidir. Üretim için kullanılan akvaryumun suyu dişinin bulunduğu tanktan alınmamalı, taze olmalı ve sıcaklığı 24 C ye ayarlanmalıdır.
Yeni doğan yavrular taze suda daha iyi gelişme gösterirler. Üretim akvaryumunda yapılacak aşırı yemleme, çeşitli engellerin ve yoğun olarak kullanılan bitkilerin yemlerin tamamının tüketilememesi nedeniyle, su şartlarının kolayca bozulmasına yol açar. Ebeveyneler yaşıyor olsalar bile, bozulan ortam şartları, yeni doğan yavruların gelişmesini engeller hatta ölümlerine sebep olur.
Yavrular anneden ayrıldıktan hemen sonra dibe çökerek 10 veya daha fazla süre hareketsiz kalır ve daha sonra yüzeye doğru hareketlenirler. Bu süre, yavru balıkların büyük balıklar tarafından yenebileceği en tehlikeli süredir. Büyük balıklar için kullanılan engeller, yavru balıkların yüzeye ulaşmalarını engelleyecek şekilde olmamalıdır.
Bazı yavruların kuyrukları, baş hizasının altında olacak şekilde, bir anlamda beli kırık doğdukları görünmektedir. Bu durumda olan yavrular daha sonra düzelmezler. Bu olaya sebebin, doğum anında veya anne karnında, yavrunun yüzme kesesinin basınç altında yaralanması,olduğu düşünülmektedir.
Üretim akvaryumuna en uygun filtreleme sistemini şeçerken, yavruların yüzmeleri için fazla çaba göstermemelerini ve filitre gücünün yavruları içine çekecek kadar yüksek olmamasına dikkat etmek gerekir. Üretim akvaryumu aynı zamanda hava motoru ve havataşı yardımıyla havalandırılmalıdır.
Üreme aralıkları : İki doğum arasında geçen süre, değişik varyosyanlara ve su sıcaklığı ve minor olarak etkileyen ışıklandırma peryoduna göre değişiklikler göstermektedir. 22 – 26 C arasında ve günlük 12 saatlik aydınlatma ile bu aralık 26 ila 35 gün arasında değişmektedir.
18 C nin altında ve 29 C nin üstünde bu süre 63 günlere kadar uzadığı görülmekle birlikte günlük 10 saatin altında ki aydınlatmalar bu süreyi küçükde olsa etki yapabilmektedir.
25 günden önce olan doğumlarda zaman zaman yavruların yumurta keseleri ile birlikte doğdukları gözlenmektedir. Yumurta keseleri ile birlikte doğan balıklar genellikle 24 saat boyunca yüzemezler ve normale dönemezler. Bu tip yavrular bu süre içinde büyük balıklar tarafından yenmemiş ise diğer yavrular gibi gelişimini sürdürebilirler.
Yavru sayısı: Dişiler büyüdükçe iyi beslendikçe artan sayıda yavru verirler. Bir doğumda 170 kadar yavru veren ender durumların yanında 90-110 arasında yavru sayısı oldukça iyi bir sayıdır. Yeni doğum yapmaya başlamış bir plati dişisinin, 20 – 30 arası yavru doğurması beklenir. Bir batında doğan yavru sayısı ile annenin boyu arasında doğrusal bir ilişki olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Ancak, beslenme, su şartları v.b gibi şartlar uygun olduğunda doğum sayısının 6 – 12 aylık balıklarda en fazla olduğu, bir yılı geçen balıkların doğum oranlarının düştüğü bildirilmektedir.
Yavruların büyütülmesi: Yavrular doğduktan sonra dişi balık üretim tankından çıkarılmalıdır. Daha sonra , yavruların yüzme alanını genişletmek amacı ile engelleyici düzenekler veya bitkilerin fazlası üretim tankından çıkarılmalıdır. Yavrular sıcak sularda daha iyi gelişme gösterdikleri belirlenmiştir. Bu yüzden sıcaklık yavaş yavaş 26-27 C aralığına çıkarılmalıdır. İlk iki hafta boyunca günde iki defa artemia vererek ve günlük %20 su değişimi yaparak, 15-20 litre büyüklüğündeki üretim tankında büyütülen yavrular, daha sonra daha büyük bir akvaryuma alınmalı ve günlük iki defa verilen canlı artemia yavrularına ilave olarak 3 ve 4 kez inceltilmiş kuru yem ile beslenmeye devam edilmelidir. Her gün %20 lik klordan arındırılmış, sıcaklık pH değerleri aynı olan su değişimi yapılması yavru balıkların gelişimi için önemlidir. 4 veya 5 haftalık olunca balıklar iki ayrı akvaryuma alınmalı ve 100 yavru 100 litre büyüklükte bir akvaryumda günde en az altı defa faklı yemler ile besleyerek 8 veya 10 haftalık oluncaya kadar beslenmelidir.
Hızlı büyüyen yavrular küçük kalanlardan ayrılmalı, aynı boydaki ve aynı hızda büyüyen yavruların bir arada beslenmelerine dikkat edilmelidir. Hızlı büyüyen yavrular diğerlerinin hiçbir zaman gelişememelerine sebep olduğu görülmektedir. Farklı renklerdeki platilerin büyüme hızlarının birbirinden farklı olduğu bilinmeli, farklı yavruları aynı tankta beslerken bu durum göz önüne alınmalıdır.
Hızlı büyüyen platilere örnek olarak, doğumda büyük doğanlar, siyah X.variatus, mavi X.variatus, sunset variatus gösterilebilir.
Yavaş büyüyen platiler ise, doğumda küçük doğanların yanında, kırmızı, gold, wag kırmızı, tuxedo ve albino türleri gösterilebilir.
4 ayda üreme olgunluğuna ulaşan platilerin 6 haftadan sonra gonopodium oluşumu gözlenmeli. Dişi ve erkek olarak ayrı tanklarda tutmak, üreme olgunluğuna ulaşana kadar beslenmesine özen göstermek daha uzun ve verimli yavru doğumu için faydalı olduğu bilinmektedir. Profesyonel üreticiler, dişi erkekleri ayırmanın yanında ayrıca, doğan yavruları türlerine göre ayırmakta ve istenen türü elde etmek için, aralarından en iyi gördükleri balıkları seçip ayrı akvaryumlarda besleyerek türlerin birbirine karışmasını engellemeye çalışmaktadırlar.
Gonopodium: Canlı doğuranlar erkeklerinde bulunan üreme organı. Bu organ a**l yüzgecin sivrilerek boru şeklini almış halidir ve s***mlerin dişi balığın içine bırakılmasını sağlar.
Artemia : Balık yavrularını beslemede kullanılan bir çeşit kabuklu canlı.Yumurtaları kapalı kaplarda akvaryumcularda satılır.Bu yumurtalar tuzlu suya (1 litreye 2 çorba kaşığı tuz) atılıp 26-30 derecede,bol havalandırma verilerek 30-36 saat içerisinde canlanır ve yavrulara yedirilir.
Xiphophorus helleri - Kılıçkuyruk
Doğal Ortamı
Poeciliidae ailesine ait olan kılıçkuyruk'un (Xiphophorus helleri) doğal ortamı Orta Amerika da Meksika, Guatemala ve Honduras'tır. Doğal ortamlarında temiz ve oksijence sularda yaşarlar. Bu yüzden kılıçkuyruk beslenen akvaryumların, güçlü bir filitre ve iyi bir havalandırmaya sahip olması önerilir.
Boyutları
Genellikle yetişkin boyu 5 – 6 cm olan kılıçkuyrukların 11 – 12 cm olanlarına da rastlanmaktadır.
Cinsiyet
Kılıçkuyruklarda, cinsiyet ayırımı çok kolaydır. Erkeklerin kuyruğunun alt tarafı kılıç formunda uzamıştır. Erkek gövde yapısı daha ince ve uzundur. Canlı doğuran diğer balıklarda olduğu gibi erkek kılıçkuyruk gonopod adı verilen üreme için özellişmiş anüs yüzgecine sahiptir.
Dişilerin gövdesi daha yuvarlak ve tok bir yapıdadır, kuyruklarında kılıç şeklinde çıkıntı ve 'gonopod' bulunmaz. Bunun yerine anüs yüzgeçleri geniştir.
Çeşitli üretim teknikleri ile doğal formundan uzak, hi-fin, aykuyruk ve tül kılıç olarak adlandırılan formlarda ve çeşitli renklerde balıklar üretilmiştir.
Bu forma sahip olan balıklarda en iyi cinsiyet ayırımı balıkların 'gonopod' adı verilen anüs yüzgeci taşıyıp taşımadığına bakılmasıdır. Ayrıca, erkeklerin gövde yapısının dişilere göre daha ince ve uzun olmasıda, cinsiyet ayırımı için bir özelliktir.
Toplumsal davranış
Kılıçkuyruklar, diğer tür balıklara karşı barışçıl olmalarına rağmen kendi yavrularını yerler. Diğer türlere karşı zararsız olduklarından karma akvaryumlarda rahatlıkla beslenebilirler. Çok büyük akvaryumlara gereksinim duymamalarına karşın, akvaryumda yüzebilecek boş alanların bırakılması uygun olur. İyi aydınlatılmış ve çeşitli bitkiler ile bezenmiş akvaryumlar ideal bir yaşam alanlarıdır. Akvaryumda yüzey ve orta bölgelerde yüzmeyi tercih ederler.
İyi ve sık yapraklı bitkiler ile dekore edilmiş akvaryumlar, yavrularının saklanması ve gelişerek büyümesine olanak sağlar. Çok iyi bir sıçrayıcı olduklarından, kılıçkuyruk barındırılan akvaryumların üstünün kapatılması uygun olur.
Önerilen su şartları
Hafif alkali pH 7.2 – 7,5 arası ve orta-sertlikteki (15 –30 dGH) sulardan hoşlanan kılıçkuyruklar, acısularda (yarı tatlı-yarı tuzlu su) rahatlıkla yaşarlar.
Diğer tropikal balıkların aksine kılıçkuyruklar biraz daha soğuk suyu tercih ederler. En ideal su sıcaklığı 24 derece Celsius olmasına karşılık, sıcaklığı 18 – 26 derece aralığındaki sulara rahatlıkla uyum gösterirler..
Kılıçkuyruklar, en az 60 litre ve üstü tanklarda beslenmelidir.
Beslenme
Kılıçkuyruklar her türlü yemi severek yerler ancak birçok diğer balık türleri gibi, canlı yemlerden (sivrisinek larvası, tubifex, su piresi v.b.) hoşlanırlar ve severek tüketirler.
Canlı yem yerine dondurulmuş alternatifleride verilebilir, hatta canlı yemlerin taşıdığı hastalık riskleri düşünüldüğünde tercih edilmektedir.
Kılıçkuyrukların tam formda olması ve renklerini daha iyi sergileyebilmeleri için, gereksinim duyduduğu su şartlarının yanında, en az haftada bir kez canlı yem ile beslenmesi uygun olur.
Beslenmeleri, canlı yem ile takviye edilen kılıçkuyrukların gelişmeleri daha çabuk olmakta ve bir batında verdikleri yavru sayısında artış gözlenmektedir.
Üreme
Canlıdoğuran balıklarda, yumurtalar dişinin karnında döllenir. Larvalar dişinin karnında geliştikten sonra yumurtalar çatlar. Yavrular bu süre içinde besinlerini dişinin kendisinden değil, sahip oldukları yumurta keselerinden alırlar. Hamilelik süreci sonunda yavrular dişinin karnından dışarıya yüzmeye ve yem yemeye hazır halde bırakılırlar.
Diğer canlı doğuran balıklarda olduğu gibi kılıçkuyruklarında s***mleri saklama yetenekleri vardır. Çiftleşme sırasında erkek balık, gonopod'unu kullanarak, s***mozeugmata paketlerini, dişinin karnına transfer eder. Herbir paket, binlerce s***matozoa içerir. Dişide bulunan yumurtaların döllenmesi yaklaşık 2 gün sürer, kullanılmayan veya ilave gelen s***m paketleri diğer doğumlarrda kullanılmak üzere oviduct içinde depolanır.
Depolanan bu s***mler sayesinde dişi balık, ortamda erkek balık olmasa dahi aylarca arka arkaya (arka arkaya 6 doğum gözlenmiştir.) doğum yapabilir. Dişinin karnındaki yumurtaların döllendikten sonra tam olarak gelişmesi genellikle 30 günü alır. Gelişen yavruların doğumundan itibaren, dişinin bu süre içinde geliştirdiği yumurtalar, depolanmış olan s***mler ile derhal döllenir ve hamilelik süreci tekrar başlar.
Kısaca uygun şartlar altında kılıçkuyruklar yaklaşık 4 haftada bir yavru verirler. 4 haftalık hamilelik süresi suyun sıcaklığı ve gün uzunluğundan etkilenebilir. Günlerin uzun ve su sıcaklığının yüksekliği, hamilelik süresini kısaltır.
Bu balıklar normal olarak bir batında 60-80 arası yavru vermelerine karşın, yavru halinden beri çok iyi kondüsyon kazandırılmış damızlık balıklarda bu sayı 250 - 300 lere kadar çıkabilir. Dişinin karnındaki yavru sayısı arttıkça, yavruların maruz kaldıkları basınç artmakta ve doğum sonrasında yavrularda yüzme kesesi rahatsızlıkları görülebilmektedir.
Kendi yavrularını yiyen kılıçkuyruk yavruları için akvaryumcularda satılan yavrulukların kullanılması veya bol saklanma alanları içeren küçük (40 – 60 litre) bir akvaryum hazırlanması ve doğumdan sonra dişinin bu ortamdan uzaklaştırılması, sağ kalan balık sayısını arttırmak mümkündür.
Yavruluk yerine su altı ve su üstü bitkileriyle çok iyi bitkilendirilmiş küçük bir tank (15 – 20 litre) kullanılması dişi balığın strese girmesini engellemek ve doğumun sağlıklı olması için önerilmektedir. Yavrulama tankının suyunun dişinin geldiği tankın suyundan değilde, taze su içermesi tercih edilmelidir. Bilindiği gibi balık atıkları sonucu oluşan nitrat yavruların gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Yavrulama tankına alınan dişi, doğum yapana kadar günde iki defa canlı yem (Tuzlusu karidesi) ile beslenmelidir. Canlı yem ile besleme, kuruyeme göre suyu daha az kirletmektedir. Doğan yavrular için suyun kirliliği özellikle albino türlerde büyük önem taşır. Aynı suda yetişkin balıkların rahatça yaşamasına karşılık, yavrularda doğumdan hemen sonra kayıplar görülebilmektedir.
Yavru, doğduktan hemen sonra dibe çöker ve burada 10 dakika kadar hareketsiz kalır ve sonra yüzeye doğru yüzer. Eğer tabanda ve yüzeyde saklanma alanları oluşturulmamış ise dişi yavrularını kolaylıkla yiyebilir.
Yavru balıklar yaşamlarının ilk evrelerine protein değeri yüksek yemleri ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden yumurtadan yeni çıkmış artemia yavrusu (tuzlusu karidesi yavrusu) ile besleme bu dönemde önerilmektedir. Dondurulmuş artemia da iyi bir alternatiftir. Yemler mümkün olduğunca sık ve bir defada tüm balıkların yem yiyebilecekleri kadar olmalıdır.
Büyüme dönemi içinde daha hızlı gelişen balıkların ayrılması, tüm yavruların eşit miktarda yem alabilmeleri için önerilmektedir.
Seçimli üretim yapanlar, yavruları yakından takip etmeli ve erkek balıkların 'gonopod' ları oluşmaya başlarken, dişi ve erkekleri birbirinden ayırmalıdır. Gonopod oluşumu yaklaşık iki ay içersinde gerçekleşir. Bu iki ay içinde erkek balığın kuyruğundaki kılıç şeklindeki uzantı oluşmamıştır. Bu ayırım ile hedeflenen form ve renk özelliklerine sahip bir balığın geninin, diğer farklı balıklar ile karışması engellenmiş olur.
Yavrular üç veya dört ay içinde doğurgan özelliklerine kavuşurlar ancak erken doğum yapmaya başlayan balıkların gelişimi yavaşlar.
Sık ve proteince zengin yemlemeden ötürü, ortaya çıkabilcek amonyak ve nitrit'in zararlı etkilerine karşı, sık su değişimi yavru gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.
Genel yorum
Kılıçkuyruk özellikle akvaryum hobisine yeni başlayanlar için tercih edilen bir balıktır. Üreticiler, Kılıçkuyruk ile aynı aileye ait Plati (X. maculatus) ve X. variatus cinsleri ile çiftleşebildiklerini görmüşler ve bu balıkları çapraz ve seçimli olarak eşleştirerek, çeşitli hibrid formlar elde etmişlerdir.
Bunlardan bazıları; Kırmızı, Neon, Kırmızı Simpson, Siyah, Tuxedo, Altın Tuxedo, Albino, Siyah, Kırçıllı renk formlarına sahip olanların yanında yine bu renklerin, kuyruk ve yüzgeç yapısı itibarıyla hi-fin (sırt yüzgeci yelken gibi büyük), aykuyruk veya tül formlarıda bulunmaktadır.
Ortalama olarak 4 yıl ömrü olan kılıçkuyruklarda zaman zaman dişilerinin, vücutlarında eksik olduğu düşünülen bir hormondan ötürü, zaman içinde erkekleştiği, ve kuyruklarının aynen erkek kılıçkuyruğun sahip olduğu forma dönüştüğü görülmektedir.